Ana içeriğe atla

Onur Ünlü'nün "İtirazım Var!" Filminin Eleştirisi


Yönetmen-Senarist: Onur Ünlü
Oyuncular: Serkan Keskin, Hazal Kaya, Büşra Pekin,Öner Erkan,Osman Sonant, Sedar Orçin, Umut Kurt, Özgür Çevik...
Tür: Polisiye/Komedi
Vizyon Tarihi:18 Nisan 2014
Süre:1 saat 50 dakika

İTİRAZIM VAR!
"Susmak çözüm getirseydi dünyayı ölüler yönetirdi."


Onur Ünlü’ nün son filmi “İtirazım Var!”. 33.İstanbul Film Festivalinde en iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu ödülüne layık görülmüş. Film izleyicisine ismiyle bile muhalif olduğunu söylüyor. Fakat neye muhalif? İşte bu noktada bütün bildiklerimizin doğruluğunu sorgulamamıza sebep olan birtakım şeyler var. Peki doğru diye bildiklerimizin ne kadarı doğru? Sorguya nereden ve kimden başlamamız gerek Her şeyden önce eğer bir şeyleri sorgulayacaksak buna kendimizden başlamamız gerek. Çünkü değişmeden değiştirmek mümkün değil gibi.

Filmin basit bir polisiye filminden farkı yok denilebilir. Konu bilmediğimiz şeyler değil. Yönetmenin üslubu filmi çekici kılan en önemli ögelerden biri. Bir cinayet var ve bu cinayet bir camide işleniyor. İşte burası biraz ilgi çekici olabilir ya da merak uyandırıcı. Polisin olayları çözme konusundaki yavaşlığı, belki de bürokrasinin kaplumbağa hızını geçemeyecek bir hızda çalışması; geç gelen adaletin adalet olmadığını zihinlerimizde çark ettiriyor. Camide işlenen cinayete cami imamının el atması ise filme asıl akışını kazandırıyor. Fakat bu imam bildiğimiz imamlar gibi değil; eski bir boksör, antropoloji üzerine yüksek lisans yapmış, bağlama çalabilen, entelektüel bir imam anlayacağınız gayet değişik bir adam. Filmin akışı içinde yer alan keskin vaazlarıyla sıra dışı bir din görevlisi olduğunu bizlere gösteriyor.

Bir toplumu değiştirebilecek iki tip insan vardır diyebiliriz bir öğretmenler biri de imamlar… Ebu Zerr kulaklarımıza çalınıyor. Bu isme pek aşina değiliz. İslam dininde önemli bir yere sahip önemli bir sahabe. Ve doğru bildiğimiz yanlışlar yüzümüze bir tokat gibi iniyor. İnanıyoruz ama inandığımız kitapta neler var, bilmiyoruz. İnanıyoruz ama nasıl? Aslında neye inandığımızı fazla bilmiyoruz. Belki de ana-babamız ya da küçükken yaz aylarında Kur’an öğrenmek için gittiğimiz camilerin imamları ne dediyse ona inandık ve hala da ona inanıyoruz.

Her dinin mabedi kutsaldır. Cami de İslam dininin en kutsal kabul ettiği mekânlardandır. Orada dünya işleri konuşulmaz. Orada sadece namaz kılınır. Böyle öğrettiler bize. Hâlbuki camilerin işlevi sadece namaz kılınan bir yer olarak kısıtlanmamalı. Zaten sadece namaz kılınan bir yer olarak algılandığı için, cami Müslümanlığı diye bir şey türedi günümüzde ve hatta oldukça da revaçta. Sosyal hayatlarında hangi dine mensup olduklarını bilmediğimiz, anlamadığımız insanlarla karşı karşıyayız. Bu noktada filmde imamın davranışları birtakım izleyicileri rahatsız etmiş olabilir. Ama hiçbir şeyden korkmayan bu imama kendimizi fazlasıyla yakın hissediyoruz. Çünkü haksızlığa, namussuzluğa ve yanlış olan her ne varsa adam korkusuzca onun üzerine gidiyor. Günümüzde ise en çok hissettiğimiz duygulardan biri de korku olsa gerek. Sahibi olduğumuzu düşündüğümüz şeylerin elimizden gitmesi korkusu. Bunların başında makam-mevki kaybetme korkusu geliyor. Yanlış olan bir şeylere ses çıkardığımızda nelerin olabileceğini bildiğimiz için susuyoruz çoğu zaman. Çünkü susmak en kolayı. Nitekim böyle de bir söz var: “Susmak çözüm getirseydi dünyayı ölüler yönetirdi.” Ölmemek için konuşmalıyız. Öldüğümüzde zaten susacağız.

Filmde işlenen cinayet de bildiğimiz cinayetlere benzemiyor. İşin arkasında iş var. İmamsa dedektifliğe soyunup bu ali cengiz oyununu çözmeye çalışıyor.
Ve yönetmen: Hırsızlara, dini duyguların sömürülmesine, harama, faize, pedofiliye, düzenin büyük ve küçük rantçılarına, rüşvet alana ve verene mesajını olabildiğince sert bir şekilde veriyor. 

Fragman:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Bilimkurgu Dizisi: Hile

İMDB PUANI: 9 Yönetmen-Senarist:  Taha Ulukaya Oyuncular:  Taha Ulukaya, Andaç Ulukaya,Cem Asan,Neslihan Ulusoy,Çiğdem Aysu,Sezer Soykök,Taner Şahin, Murat Şen, Yunus Taha Karaslan, Şebnem Erdener, Ebru Sarıtaş, Janberd Ceyhan, Melis Uzer, Selçuk Danışmaz Tür:  Aksiyon/Bilimkurgu/Dram Süre:  20 dakika Sezon:  3 TÜRK BİLİMKURGU DİZİSİ HİLE Eğer bir hedefiniz varsa bahaneniz yoktur. Oyunu kuralına göre oynadığınızda hayatta kalabilmeniz mümkün mü? Ya da hile yaparak kazanmak… Hangisi daha onurlu? Sanırım kurallara uyduğunuzda eğer ki güçsüzseniz muhtemeldir ki kaybedeceksiniz. Çünkü oyunun sahibi kötüler. Bir zamanlar futbolumuzda “şerefli mağlubiyet”ler dönemi vardı. Güçsüzsündür ama kurala uyarsın, oyunu çirkinleştirmezsin ve kaybedersin. Olması gereken de bu gibi. Bu yolda yüründüğünüzde iyi bir sistem sahibiyseniz bir gün kazanabilir ve de galibiyetleri gelenek haline getirebilirsiniz. Tabii oyunu da ele geçirmek şartıyla. Bir...

Gassâl Dizisi Hakkında

IMDb Puanı:8,4 "Kimsenin mutsuzluğunu küçük görme. Kendi acını da büyük sanma."  Ölüm karşısında elimiz kolumuz bağlı Gassal, adını anmaktan imtina ettiğimiz "ölüm"e yakından bir bakış hikayesi.  Ölünce beni kim yıkayacak sorusunun merkezinde olduğu bireyin iç dünyasını anlatan bu hikayeyi izlerken yer yer sıkılacak yer yer de hüzünleneceksiniz bazen de gülebilirsiniz. Başlangıç ve son aynıdır. Nasıl ki doğum bir başlangıç ise ölüm de bir sondur. Başlangıçlar mutluluk verici sonlar ise hüzünlüdür. Esasen ikisi de aynı kapıya çıkar.  Yaşam kapısından girer ve bir süre sonra da çıkarız. Asıl yerimize döneriz. Geldiğimiz yere. Senaryosundaki bazı tekrarların hikayenin ilerlemesine ve kahramanın yolculuğuna olan katkısı görünüyor. Fakat Baki karakteri bizi hayata başka noktadan bakmaya çağırıyor. İyi bir aile, iyi bir anne, iyi bir baba ve mutlu bir çocuk yoksa bir şeyler hep eksik kalacak. O eksiklik tamamlanamayacak. Hiçbir şey tastamam olamayacak.  İnsanın zaman karş...

Aşk ve Gurur Filmi Üzerine

İMDB   : 7,8 2005/ Romantik-Dram Orijinal adı : Pride & Prejudice Yönetmen    : Joe Wright Senarist  : Deborah Moggach, Emma Thompson Oyuncular : Keira Knightley, Matthew Macfadyen, Rosamund Pike "Gurur gönül bağına atılmış bir kördüğümdür." İngiliz yazar Jane Austen'in 1800'lerin başında çıkan ve aynı adla sinemaya uyarlanan Gurur ve Ön yargı adlı eseri 2005 yılında Joe Wright'ın yönetmenliğinde gösterime girdi. Çok defa televizyona ve beyaz perdeye aktarılan eser, her defasında büyük ilgi gördü. Romanı on yıl önce okumayı denemiştim ama genç yaşıma uygun olmayışından mıdır, yoksa kötü çeviri sebebiyle midir bilemiyorum bir türlü bitirememiştim. Bu olumsuz okuma deneyimine rağmen filmi izlemeye karar verdim. İlk 15-20 dakika dans sahneleriyle geçildi. Daha sonra acaba filmin adı "Dans ve Ön yargı" mı olmalıydı diye düşünmeden edemedim. Çünkü zamanın İngiltere'sinde dans fazlasıyla önemliydi. İnsanlar dans ederken tanışma, kaynaşma, flört etme...