Ana içeriğe atla

Nostalji: Genco Dizisi Eleştirisi



YERLİ SÜPER KAHRAMAN “GENCO”

Deprem… Türkiye’nin en acı gerçeklerinden sadece biri. On binlerce insanımızı yitirmemize sebep olan acımasız bir doğal afet. Doğal afetten öte insanın da bu felaketlerde payı büyük. Deprem riski taşıyan arazilere ucuza mâl edilerek dikilen apartmanların kâğıttan kuleler gibi yıkıldığı, enkaz altında kalan on binlerce insan ve sorumlu olarak işini iyi yapmayan onlarca müteahhit… Bunların hepsini topladığımızda anladığımız  “Deprem değil bina öldürür.” sözü haybeye söylenmiş içi boş bir söz değil.

Yıl 2007, Temmuz ayı. Yaz dizileri yavaş yavaş yayına girer. Kanal D’de de bunlardan biri olan Genco adlı bir dizi yayın hayatına başladı. Muhtemeldir ki 7 ila 14 bölüm sürecek bir projeydi. Ama dizi televizyon izleyicisi tarafından beğenildi, reytinglerde hep üst sıralarda yer aldı ve 51 bölüm devam etti.  Genco müzikleri ile de ön plan çıkan bir iş oldu. Jenerik müziği akıllara kazındı. Erkin Koray’ın Sevince, Aslı Güngör’ün Kalp Kalbe Karşı Derler şarkısı tekrardan yâd edildi. Kısa vadeli bir projenin reyting uğruna uzatılması kabak tadı verme durumunu doğurur fakat Genco fazla uzatmadı bu macerayı. Aralıksız yayınlanan iki sezonluk bir dizi kadar sürdü.

Dizinin oyuncu kadrosuna baktığımızda o zamanların pek başrol oynamayan aktörü Alpay Kemal Atalan(2006 yılında “29-30” adlı güzel bir dizide başrolü vardı) Genco karakterine hayat verir. Tabii Genco’dan sonra kariyeri yükselişe geçer. Genco, Arap televizyonlarında da yayınlanır. Arap dünyasında tanınır ve sevilir. Alpay Kemal geçtiğimiz günlerde 22.bölümü ile final yapan “Tek Yürek” adlı dizide Sait Başaran karakterine hayat verdi. Tekrar Genco’ya dönecek olursak dizide pek çok oyuncuya dublaj yapıldı. Başroldeki Alpay Kemal’e Kurtlar Vadisi dizisinde Polat Alemdar karakterini seslendiren Umut Tabak ses verdi. Yine o vakitler pek meşhur olmayan Hazal Kaya, Gülay’ı(Özge’yi), Genco’ya deprem sonrası evini açan Taksici Ahmet karakterini Orhan Şimşek, Pınar rolünü ise Selen Seyven canlandırdı.

Süpermen’den Aynalı Tahir’e…

Genco’da yönetmen koltuğunda Kemal Uzun var. Geniş bir senaryo ekibine sahip olan dizi İstanbul Kuştepe’de çekildi, büyük bir kısmı da İstanbul Bilgi Üniversitesinde geçti. Dizi pek değinilmeyen bir yaraya parmak basar. Toplumumuzun büyük travmalarından biri “deprem”. Gençlik dizisi olmasına rağmen toplumumuzun yaşadığı en büyük sarsıntılardan biri olan depremi konu alması Genco’nun, dizi seyircisi tarafından benimsenmesini sağlar. Çünkü deprem hepimizin hayatında yeri olan bir olgu. 17 Ağustos Depremi, yakın zamanda da Van Depremi… Aslında Genco’da konu, kardeşini tehlikelerden koruyan bir “süper kahraman” ağabeyin ekseninde ilerler. Kaybedecek bir şeyi olmayan insan en korkusuz insandır. Güçlü, korkusuz, yetenekli, yenilmez ve esrarengiz bir karakterdir Genco.  İlk bölümde kahramanımız mahallenin serserilerinden esas kızımızı kurtarır. Ve klişe de olsa damarımızdan yakalar bizi. Bombalara gözünü karartarak yürür. Nerede felaket orada Genco. Tabiri caizse “Süpermen” gibi yetişir her şeye. Bir tek pelerini eksiktir. Bir zamanların sevilen dizilerinden Aynalı Tahir’i akıllara getirir. Mahallesinin gözü kara bıçkın delikanlısı…  

17 Ağustos’un Açtığı Derin Yaralar

1999 depreminde Yalova’da yaşamını yitiren on binlerin içinden sağ kurtulan az sayıda çocuktan biridir Genco. Depremden bir gün önce tatile çıkılacaktı ama Genco büyük tutkusu olan piyano için ailesini bir gece daha evde kalmaya ikna eder. O gece olan olur.  Büyük felakette annesini ve babasını kaybeder. Bir de kız kardeşi vardır. Kız kardeşi Gülay’ı yardım ekipleri bulamaz. Genco da yıllarca kardeşini arar. Hafızasını kaybeden Gülay, zengin bir aile tarafından evlat edinilir. Genco kardeşini bulur ama deprem gecesinin sorumlusu olarak kendini gördüğü için kardeşine açılamaz. Kardeşini gizli bir süper kahraman gibi izler ve korur. Büyük bir piyanist olacakken sırf kardeşine yakın olabilmek için kardeşinin okuduğu üniversitede hademe olarak işe başlar. Bazı günler herkes okuldan çıktıktan sonra tutkusunun esiri olup konservatuvarın müzik sınıfında gizli gizli piyano çalar. Ve bir gün okuldaki konservatuvar öğrencilerinden Pınar, Genco’yu görür. Şoka giren Pınar uzun süre Genco’yu izler ve serüven başlar.

Umut Var mı?

Depremin yaraları kolay sarılmıyor. Yıkılan onca hayat… Dağılan aileler… Tamiri imkânsız psikolojik sorunlar… Öte yandan da umudu yeşerten duygular var tabii. Aşk ve sevgi… Depremin bıraktığı enkazda duyguları alınmış birine dönüşen bir insanı yaşama bağlayan kardeş sevgisi, piyano tutkusu ve tabii ki aşk…

İnsana yaşama nedeni sunan yegâne duygu: aşk… Aşkı yaşamımızdan çıkardığımızda ne yavan bir hayat kalır geriye öyle değil mi? Genco da bu duyguyla yaşama döner. İnsan olduğunu hisseder. Felaketlerin en büyüğünü yaşamıştır ancak bu devran böyle gitmeyecektir.

Adalet Var mı?

Peki, bunlar olurken insanlara bu zulmü yaşatanlar ne yapıyor? Deprem bölgesine yüksek ve dayanıksız binaları dikenler… O binalar insanların mezar taşına dönüşürken bedel ödemesi gerekenler… Doğal afet deyip geçecek miyiz? Kader deyip unutacak mıyız? Hesap sorulmayacak mı kimseden? Genco bunu da unutmaz tabii. Kendisine, ailesine ve on binlerce insana kurulan bu tuzağın hesabını sormak ona düşer. Ölülerin üzerine mutluluk inşa etmeye çalışan iş bilmez müteahhitler Genco’nun hedefinde. Çünkü adalet arıyor Genco. Hiçbir şey ailesini geri getirmeyecek biliyor ama bir daha aynı şeyler yaşanmasın başkaları da bu felakete uğramasın diye evrensel bir sorumluluk duygusuyla adalet arıyor. Olmayan adaleti mi arıyor diyenler olabilir? Belki de… Aramaktan vazgeçtiğimiz an olmayacak olan “adalet” aranıyor… Sözüm meclisten dışarı tabii ki. İşini çok iyi yapan vicdanlı, ahlaklı müteahhitler de var ülkemizde. Ne yazıktır ki şu gerçeği de unutmayalım dünyada en çok müteahhite sahip olan ülke Türkiye. Sayı arttıkça nitelik düşüyor. Bu gerçek hiçbir yerde değişmiyor, değişmeyecek.

 Genco’nun Dokunduğu Hayatlar


51 bölüm süren Genco beyaz camda çok güzel duygular bıraktı. Bir daha aynı konuya değinen projeler oldu mu, olduysa da bu kadar etkili olan oldu mu, bilinmez. Genco, dizideki bazı isimler için yıldız olma yolunda basamak olurken bazıları için ise lanete dönüştü diyebiliriz. Dizideki bazı isimlerin kariyerleri yükselirken(Hazal Kaya, Enis Arıkan gibi) bazı isimler ise (Orhan Şimşek, Kemal Uzun gibi) trajik bir sona doğru yol aldı. Taksici Ahmet karakterine can veren Orhan Şimşek psikolojik sorunlarla boğuştu, 2015 yılında babasını öldürüp hapse girdi. Dizinin yönetmeni Kemal Uzun ise 2017 yılında Şile’deki evinde genç bir figüran tarafından öldürüldü. 


Kaynakça:


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Bilimkurgu Dizisi: Hile

İMDB PUANI: 9 Yönetmen-Senarist:  Taha Ulukaya Oyuncular:  Taha Ulukaya, Andaç Ulukaya,Cem Asan,Neslihan Ulusoy,Çiğdem Aysu,Sezer Soykök,Taner Şahin, Murat Şen, Yunus Taha Karaslan, Şebnem Erdener, Ebru Sarıtaş, Janberd Ceyhan, Melis Uzer, Selçuk Danışmaz Tür:  Aksiyon/Bilimkurgu/Dram Süre:  20 dakika Sezon:  3 TÜRK BİLİMKURGU DİZİSİ HİLE Eğer bir hedefiniz varsa bahaneniz yoktur. Oyunu kuralına göre oynadığınızda hayatta kalabilmeniz mümkün mü? Ya da hile yaparak kazanmak… Hangisi daha onurlu? Sanırım kurallara uyduğunuzda eğer ki güçsüzseniz muhtemeldir ki kaybedeceksiniz. Çünkü oyunun sahibi kötüler. Bir zamanlar futbolumuzda “şerefli mağlubiyet”ler dönemi vardı. Güçsüzsündür ama kurala uyarsın, oyunu çirkinleştirmezsin ve kaybedersin. Olması gereken de bu gibi. Bu yolda yüründüğünüzde iyi bir sistem sahibiyseniz bir gün kazanabilir ve de galibiyetleri gelenek haline getirebilirsiniz. Tabii oyunu da ele geçirmek şartıyla. Bir...

Gassâl Dizisi Hakkında

IMDb Puanı:8,4 "Kimsenin mutsuzluğunu küçük görme. Kendi acını da büyük sanma."  Ölüm karşısında elimiz kolumuz bağlı Gassal, adını anmaktan imtina ettiğimiz "ölüm"e yakından bir bakış hikayesi.  Ölünce beni kim yıkayacak sorusunun merkezinde olduğu bireyin iç dünyasını anlatan bu hikayeyi izlerken yer yer sıkılacak yer yer de hüzünleneceksiniz bazen de gülebilirsiniz. Başlangıç ve son aynıdır. Nasıl ki doğum bir başlangıç ise ölüm de bir sondur. Başlangıçlar mutluluk verici sonlar ise hüzünlüdür. Esasen ikisi de aynı kapıya çıkar.  Yaşam kapısından girer ve bir süre sonra da çıkarız. Asıl yerimize döneriz. Geldiğimiz yere. Senaryosundaki bazı tekrarların hikayenin ilerlemesine ve kahramanın yolculuğuna olan katkısı görünüyor. Fakat Baki karakteri bizi hayata başka noktadan bakmaya çağırıyor. İyi bir aile, iyi bir anne, iyi bir baba ve mutlu bir çocuk yoksa bir şeyler hep eksik kalacak. O eksiklik tamamlanamayacak. Hiçbir şey tastamam olamayacak.  İnsanın zaman karş...

Aşk ve Gurur Filmi Üzerine

İMDB   : 7,8 2005/ Romantik-Dram Orijinal adı : Pride & Prejudice Yönetmen    : Joe Wright Senarist  : Deborah Moggach, Emma Thompson Oyuncular : Keira Knightley, Matthew Macfadyen, Rosamund Pike "Gurur gönül bağına atılmış bir kördüğümdür." İngiliz yazar Jane Austen'in 1800'lerin başında çıkan ve aynı adla sinemaya uyarlanan Gurur ve Ön yargı adlı eseri 2005 yılında Joe Wright'ın yönetmenliğinde gösterime girdi. Çok defa televizyona ve beyaz perdeye aktarılan eser, her defasında büyük ilgi gördü. Romanı on yıl önce okumayı denemiştim ama genç yaşıma uygun olmayışından mıdır, yoksa kötü çeviri sebebiyle midir bilemiyorum bir türlü bitirememiştim. Bu olumsuz okuma deneyimine rağmen filmi izlemeye karar verdim. İlk 15-20 dakika dans sahneleriyle geçildi. Daha sonra acaba filmin adı "Dans ve Ön yargı" mı olmalıydı diye düşünmeden edemedim. Çünkü zamanın İngiltere'sinde dans fazlasıyla önemliydi. İnsanlar dans ederken tanışma, kaynaşma, flört etme...