Ana içeriğe atla

Aşk ve Gurur Filmi Üzerine




İMDB   : 7,8

2005/ Romantik-Dram

Orijinal adı : Pride & Prejudice

Yönetmen    : Joe Wright

Senarist  : Deborah Moggach, Emma Thompson

Oyuncular : Keira Knightley, Matthew Macfadyen, Rosamund Pike

"Gurur gönül bağına atılmış bir kördüğümdür."

İngiliz yazar Jane Austen'in 1800'lerin başında çıkan ve aynı adla sinemaya uyarlanan Gurur ve Ön yargı adlı eseri 2005 yılında Joe Wright'ın yönetmenliğinde gösterime girdi. Çok defa televizyona ve beyaz perdeye aktarılan eser, her defasında büyük ilgi gördü.

Romanı on yıl önce okumayı denemiştim ama genç yaşıma uygun olmayışından mıdır, yoksa kötü çeviri sebebiyle midir bilemiyorum bir türlü bitirememiştim. Bu olumsuz okuma deneyimine rağmen filmi izlemeye karar verdim.

İlk 15-20 dakika dans sahneleriyle geçildi. Daha sonra acaba filmin adı "Dans ve Ön yargı" mı olmalıydı diye düşünmeden edemedim. Çünkü zamanın İngiltere'sinde dans fazlasıyla önemliydi. İnsanlar dans ederken tanışma, kaynaşma, flört etme imkânı buluyorlardı. (Dans etmez misiniz? Mecbur kalmadıkça etmem.)

Elizabeth ve Darcy başta birbirlerine karşı nötr görünen daha sonra birbirlerinin çekimine kapılan esas kız ve esas oğlan. Filmde dönemin sosyoekonomik statü, sınıfsal farklılık gibi birçok soyluluk ve parasal mevzusu duygusal ilişkilerde temel belirleyici olarak göze çarpar. Belki de ön yargı dedikleri budur.

Gelgelelim  "gurur"a. Elizabeth evliliğin aşk olmadan bir anlamının olmayacağına inanır, erkekleri kibirli ve aptal kararlar vermekle ve başkalarının sözleriyle hareket etmekle suçlar. Buna o kadar inanır ki Darcy'nin onun için yaptıklarını göremez. Tâbi ki bunun farkına er geç varır lâkin her defasında esas oğlan "Aşkta gurur olmaz!" diyerek atıyla Elizabeth'in ayağına kadar defalarca gelir. Sonunda esas kızımız da görür ki gururlu ve ön yargılı olan sadece kendisidir. Çünkü Darcy aristokrat ve soğuk görüntüsünün altında mecbur kalmadıkça dans etmem demesine rağmen hiçbir zorunluluk hissetmeden Elizabeth'i dansa davet eden, duygu yüklü bir kalp saklayan, aşkının peşinden koşan, vazgeçmeyen tutkulu bir âşıktır.

Bütün oyuncuların çok iyi olduğu, Elizabeth karakterine hayat veren Keira Knightley'in ise harikalar yarattığı ve Oscar'a aday olmasına rağmen ödülü kıl payı kaçırdığını da hatırlatalım. 

İyi seyirler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Bilimkurgu Dizisi: Hile

İMDB PUANI: 9 Yönetmen-Senarist:  Taha Ulukaya Oyuncular:  Taha Ulukaya, Andaç Ulukaya,Cem Asan,Neslihan Ulusoy,Çiğdem Aysu,Sezer Soykök,Taner Şahin, Murat Şen, Yunus Taha Karaslan, Şebnem Erdener, Ebru Sarıtaş, Janberd Ceyhan, Melis Uzer, Selçuk Danışmaz Tür:  Aksiyon/Bilimkurgu/Dram Süre:  20 dakika Sezon:  3 TÜRK BİLİMKURGU DİZİSİ HİLE Eğer bir hedefiniz varsa bahaneniz yoktur. Oyunu kuralına göre oynadığınızda hayatta kalabilmeniz mümkün mü? Ya da hile yaparak kazanmak… Hangisi daha onurlu? Sanırım kurallara uyduğunuzda eğer ki güçsüzseniz muhtemeldir ki kaybedeceksiniz. Çünkü oyunun sahibi kötüler. Bir zamanlar futbolumuzda “şerefli mağlubiyet”ler dönemi vardı. Güçsüzsündür ama kurala uyarsın, oyunu çirkinleştirmezsin ve kaybedersin. Olması gereken de bu gibi. Bu yolda yüründüğünüzde iyi bir sistem sahibiyseniz bir gün kazanabilir ve de galibiyetleri gelenek haline getirebilirsiniz. Tabii oyunu da ele geçirmek şartıyla. Bir...

Gassâl Dizisi Hakkında

IMDb Puanı:8,4 "Kimsenin mutsuzluğunu küçük görme. Kendi acını da büyük sanma."  Ölüm karşısında elimiz kolumuz bağlı Gassal, adını anmaktan imtina ettiğimiz "ölüm"e yakından bir bakış hikayesi.  Ölünce beni kim yıkayacak sorusunun merkezinde olduğu bireyin iç dünyasını anlatan bu hikayeyi izlerken yer yer sıkılacak yer yer de hüzünleneceksiniz bazen de gülebilirsiniz. Başlangıç ve son aynıdır. Nasıl ki doğum bir başlangıç ise ölüm de bir sondur. Başlangıçlar mutluluk verici sonlar ise hüzünlüdür. Esasen ikisi de aynı kapıya çıkar.  Yaşam kapısından girer ve bir süre sonra da çıkarız. Asıl yerimize döneriz. Geldiğimiz yere. Senaryosundaki bazı tekrarların hikayenin ilerlemesine ve kahramanın yolculuğuna olan katkısı görünüyor. Fakat Baki karakteri bizi hayata başka noktadan bakmaya çağırıyor. İyi bir aile, iyi bir anne, iyi bir baba ve mutlu bir çocuk yoksa bir şeyler hep eksik kalacak. O eksiklik tamamlanamayacak. Hiçbir şey tastamam olamayacak.  İnsanın zaman karş...