Ana içeriğe atla

Paterson Filmi Üzerine



IMDB: 7,4

2016 / Romantik-Dram
Orijinal adı : Paterson
Yönetmen : Jim Jarmusch
Senarist : Jim Jarmusch
Oyuncular: Adam Driver, Gülşifte Ferahani, Nellie, Rizwan Manji, William Jackson Harper, Chasten Harmon

"Bir şeyleri değiştirmek işleri daha da karmaşıklaştırıyor."

Paterson(Adam Driver), hayatı gibi sakin ve tekdüze şiirsel denemeleri olan bir otobüs  şoförüdür. Laura (Gülşifte Ferahani) ise Paterson’ın eşidir. Kendine has kap kek tarifleri, müziğe ve resim sanatına olan ilgisi ile Paterson’ın zıttı bir karakterdir. Her iki karakter de evcimendir. Dışarıya nadir çıkarlar. Birbirlerine karşı son derece ilgili ve âşık davranırlar. Bir de Marvin adında bir köpekleri vardır. Marvin, Laura’nın köpeğidir ve Paterson’u pek sevmemektedir.

Paterson, rutinini bozmak istemeyen ve teknolojiye karşı bir karakterdir. Yanında bir defteri vardır. Gün içinde o deftere şiirlerini yazar. Hayatına bu şekilde devam eder.

"Aşk olmazsa diğer şeylerin önemi nedir ki?"

Paterson, Marvin’i gece gezmeye çıkardığı zamanlar hariç dışarıya pek çıkmaz. Dışarıya çıktığı zamanlarda bara uğrar. Orada etrafı izler. Barmenle konuşur. Ayrılmış olan çiftle (Marie-Everett) sohbet eder. Fakat bunlar sönük muhabbetlerdir. Paterson, içedönük bir karakter olduğu için sohbetlere katılmakta istekli değildir. Barmen, çifti Romeo ve Juliet’e benzetir. Paterson ise onları seyretmekle yetinir. Everett, Marie’ye tutkuyla bağlıdır. Onsuz yaşayamayacağını düşünür. Marie, ayrıldıklarını defaatle söylemesine karşın Everett bunu kabullenemez. Aşksız bir yaşamda hiçbir şeyin değerinin olmayacağını dile getirir.  

Paterson, Laura’yı ne kadar çok sevdiğini bu bar sohbetlerinden sonra fark eder. Bazen başka kadınları düşündüğünü ama Laura’nın onu terk etmesi durumunda kendi kalbini söküp atacağını şiir defterine yazar.

Günlük hayatın içinden şiir denemelerine devam eden Paterson, eşinin ısrarlarına karşın şiirlerini yayımlamak istemez.  Fakat en sonunda bu ısrarlara dayanamayan Paterson, şiir defterinin bir kopyasını çıkaracağına dair eşine söz verir. Hemen o hafta sonu yapacaktır. Eşi ise yaşadıkları şehirde açılacak olan çiftlik ürünleri pazarında yaptığı kekleri tanıtır. Bu tanıtımdan kazandığı parayla eşine akşam yemeği ve sinema ısmarlar. Eve döndüklerinde Marvin, kanepenin üstünde unutulmuş olan şiir defterini paramparça etmiştir. Paterson’un kokusu olduğu için defteri parçaladığını varsayarsak, Marvin’in Laura’yı kıskanması söz konusudur. Bu olaydan sonra normalde durgun olan Paterson, adeta sessizliğe bürünür.  Eşinin bin bir özrüne karşın kendini toparlamakta zorlanır. Paterson, “Sadece kelimelerdi.” demesine rağmen yazdıkları kelimelerden daha çok şey ifade eder.

"Şiirle nefes alıyorum."

Paterson, dışarı çıkıp yalnız kalmak ve yürüyüş yapmak ister. Bu yürüyüşünde bir şelale parkında oturur. Yanına biri gelir ve onunla şiir üzerine konuşur. Japonya’dan o şehre yalnızca sevdiği şairin (William Carlos Williams) yaşadığı şehri görmek için gelmiştir. Bu sohbet neticesinde Paterson’a “Şiirle nefes alıyorum.” diyecek kadar şiiri sevdiğini söyler. Paterson da W.C.Williams’ı okuduğunu belirtir. O da şiirle nefes aldığını fark eder.

"Tercüme edilmiş şiir, yağmurlukla duş almaya benzer."

Japonyalı adam, kendisinin de şiir yazdığını ve kitabının yalnızca Japonca olarak basıldığını söyler. Şiirin tercüme edilemeyeceğini dile getirir. “Tercüme edilmiş şiir, yağmurlukla duş almaya benzer.” der ve giderayak Paterson’a bir defter hediye eder.  

"Bazen boş bir sayfa daha fazla imkân sağlar insana."

Defterle baş başa kalan Paterson, tekrardan yazmaya başlar. Mısra adında bir şiir yazar, eve döner ve film biter.

 (Mısra


 Büyükbabamın söylediği bir şarkı var
 Ve o şarkıda bir soru:
 Bir balık olmayı mı tercih ederdin?
 Yine aynı şarkıda aynı soru var
 Ama bu sefer katır ve domuzla sorulmuş
 Ama bazen benim kafamda duyduğum soru
 Balıklı olanı.
 Sadece o tek mısra…
 Bir balık olmayı mı tercih ederdin?
 Sanki şarkının geri kalanı olmasa da olurmuş gibi)

İyi seyirler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türk Bilimkurgu Dizisi: Hile

İMDB PUANI: 9 Yönetmen-Senarist:  Taha Ulukaya Oyuncular:  Taha Ulukaya, Andaç Ulukaya,Cem Asan,Neslihan Ulusoy,Çiğdem Aysu,Sezer Soykök,Taner Şahin, Murat Şen, Yunus Taha Karaslan, Şebnem Erdener, Ebru Sarıtaş, Janberd Ceyhan, Melis Uzer, Selçuk Danışmaz Tür:  Aksiyon/Bilimkurgu/Dram Süre:  20 dakika Sezon:  3 TÜRK BİLİMKURGU DİZİSİ HİLE Eğer bir hedefiniz varsa bahaneniz yoktur. Oyunu kuralına göre oynadığınızda hayatta kalabilmeniz mümkün mü? Ya da hile yaparak kazanmak… Hangisi daha onurlu? Sanırım kurallara uyduğunuzda eğer ki güçsüzseniz muhtemeldir ki kaybedeceksiniz. Çünkü oyunun sahibi kötüler. Bir zamanlar futbolumuzda “şerefli mağlubiyet”ler dönemi vardı. Güçsüzsündür ama kurala uyarsın, oyunu çirkinleştirmezsin ve kaybedersin. Olması gereken de bu gibi. Bu yolda yüründüğünüzde iyi bir sistem sahibiyseniz bir gün kazanabilir ve de galibiyetleri gelenek haline getirebilirsiniz. Tabii oyunu da ele geçirmek şartıyla. Bir...

Gassâl Dizisi Hakkında

IMDb Puanı:8,4 "Kimsenin mutsuzluğunu küçük görme. Kendi acını da büyük sanma."  Ölüm karşısında elimiz kolumuz bağlı Gassal, adını anmaktan imtina ettiğimiz "ölüm"e yakından bir bakış hikayesi.  Ölünce beni kim yıkayacak sorusunun merkezinde olduğu bireyin iç dünyasını anlatan bu hikayeyi izlerken yer yer sıkılacak yer yer de hüzünleneceksiniz bazen de gülebilirsiniz. Başlangıç ve son aynıdır. Nasıl ki doğum bir başlangıç ise ölüm de bir sondur. Başlangıçlar mutluluk verici sonlar ise hüzünlüdür. Esasen ikisi de aynı kapıya çıkar.  Yaşam kapısından girer ve bir süre sonra da çıkarız. Asıl yerimize döneriz. Geldiğimiz yere. Senaryosundaki bazı tekrarların hikayenin ilerlemesine ve kahramanın yolculuğuna olan katkısı görünüyor. Fakat Baki karakteri bizi hayata başka noktadan bakmaya çağırıyor. İyi bir aile, iyi bir anne, iyi bir baba ve mutlu bir çocuk yoksa bir şeyler hep eksik kalacak. O eksiklik tamamlanamayacak. Hiçbir şey tastamam olamayacak.  İnsanın zaman karş...

Aşk ve Gurur Filmi Üzerine

İMDB   : 7,8 2005/ Romantik-Dram Orijinal adı : Pride & Prejudice Yönetmen    : Joe Wright Senarist  : Deborah Moggach, Emma Thompson Oyuncular : Keira Knightley, Matthew Macfadyen, Rosamund Pike "Gurur gönül bağına atılmış bir kördüğümdür." İngiliz yazar Jane Austen'in 1800'lerin başında çıkan ve aynı adla sinemaya uyarlanan Gurur ve Ön yargı adlı eseri 2005 yılında Joe Wright'ın yönetmenliğinde gösterime girdi. Çok defa televizyona ve beyaz perdeye aktarılan eser, her defasında büyük ilgi gördü. Romanı on yıl önce okumayı denemiştim ama genç yaşıma uygun olmayışından mıdır, yoksa kötü çeviri sebebiyle midir bilemiyorum bir türlü bitirememiştim. Bu olumsuz okuma deneyimine rağmen filmi izlemeye karar verdim. İlk 15-20 dakika dans sahneleriyle geçildi. Daha sonra acaba filmin adı "Dans ve Ön yargı" mı olmalıydı diye düşünmeden edemedim. Çünkü zamanın İngiltere'sinde dans fazlasıyla önemliydi. İnsanlar dans ederken tanışma, kaynaşma, flört etme...